TÜRKİYE’DE EN ŞANSSIZ KİTLE HANGİSİDİR?

 

Türkiye’de bazı kitleler vardır ki şansızlıkta çölde kutup ayısına yem olurlar. Ülkemizde eğer CHP seçmeni iseniz şanssız gruptasınız. Eğer Fenerbahçe taraftarı iseniz şanssız gruptasınız. Eğer Alevi iseniz yine şanssız gruptasınız. Ama hem CHP seçmeni hem Fenerbahçe taraftarı hem de Alevi iseniz heykeliniz dikilmeli. Çünkü böyle bir kişinin bırakın mutlu olmayı, yaşaması bile mucize. Hayata bu denli tutunabilen birinin elbette heykeli dikilmelidir.

Biz bu yazımızda sadece Alevi olan kitlenin şanssızlığını inceleyeceğiz. Aleviler; tarihi, felsefesi, yol haritası olmayan bir kesimdir. Bu yargıya hemen itiraz gelecektir. Anlayışla karşılıyoruz. Ancak güpegündüz gözlerinizi sımsıkı kapatıp “şu an gece” demenizle gece olmuyor.

Gerçek şu ki aslında Aleviliğin ne olduğunu biz de bilmiyoruz. Çünkü Alevilik nedir, ne anlatır, nasıl alevi olur, Alevi neye inanır gibi yüzlerce sorumuz var. Ancak net bir cevap alabileceğimiz bir mecra yok. Hatta daha da ilerisi Alevilik müstakil bir din midir yoksa İslam’ın bir mezhebi midir, bu bile belli değil. Alevi federasyon başkanlarından biri (Ali Balkız) “Bizim inancımızda reenkarnasyon vardır. Hatta Hz. Ali, Atatürk olarak dünyaya geldi.” diyor. Böyle bir inanç İslam ile bağdaşamaz. Başka bir federasyon başkanı (İzzettin Doğan)  ise “Aleviliğin İslam’ın dışında olduğunu söylemek zır cahilliktir.” diyor. Yani Alevilik, İslam’ın için de mi dışında mı, burası dahi net değil. Bir Sünni için imanın şartı, İslam’ın şartı, ibadetler, inançlar genel olarak bellidir ve hepsi için aynıdır. Yani hangi mezhepten olursa olsun bir Sünni’ye imanın şartları nelerdir deseniz hepsi aynı bilgileri verir. Mesela kadının avret yerlerini örtme konusunda hepsi fikir birliği içindedir. Mezheplere göre teferruat denilebilecek noktalarda farklılıklar olsa da ana gövde de birlik ve beraberlik vardır. Ancak Alevilikte durum karışık. Aleviliğin İslam’ın bir kolu olduğunu düşünsek ve herhangi bir Alevi’ye İslam’ın şartını sormuş olsak alacağımız cevap her sorduğumuz Alevi için farklı olacaktır. İsterseniz sosyal medyaya girerek durumu teyit edebilirsiniz. Youtube ‘da Aleviliği anlatan onlarca video var, röportajlar var. Video içeriğindeki görüş bildiren kişilerin hepsi de Alevilikte önemli bir makam olan “Dede” diye tabir edilen bilgin kişiler. Ancak “imanın şartı kaçtır ve nelerdir” sorusuna verilen cevaplar bir, iki, dört, altı, kırk şeklinde birbirinden farklıdır. Doğrusu Aleviler tam olarak neye inandıklarını bilmiyorlar. Namaz konusunda, oruç konusunda ve daha pek çok konuda her biri farklı uygulamalar içerisindedir. 40 kapıdan bahsedenler, türlü türlü ritüelleri izah etmeye çalışanlar...Açıkçası ibadet konusunda bir kurala bağlı değiller. Kafalarına göre bir yaşayışları vardır. Zaten bu kuralsızlık nefisleri için de bulunmaz fırsattır. İslam’ın içinde veya dışında olmak kimin umurunda. Yalnız bir konuda görüş birliği içindeler. Sanırız bu birlik sayesinde hayata pozitif bakabiliyorlar. Aksi halde büyük bir manevi ıstırap duyup, yaşanmaları çekilmez hale gelecektir. Hangi Alevi ile konuşsanız inanç ve ibadet kısmını “es” geçerler ama bir noktayı mutlaka vurgularlar. Derler ki: Alevi olan biri; eline, diline, beline sahip olur, yalan söylemez, hak yemez, hayvanları, bitkileri, insanları sever, barışı savunur, savaşa karşı çıkar… Bu sözler güzel ama aslında hiçbir şey ifade etmeyen soyut temennilerden başka bir şey değildir. Değil Alevi, herhangi bir insan zaten bu duygu ve düşüncelerde olmalıdır. Demagoji yaparak Aleviler için kahramanlık üretmeye gerek yoktur. Üstelik bu temennilerin gerçekleşmesi için yapılması gereken eylemler vardır. Mesela “her yer barış olsun” ama bu nasıl olacak? Savaş olmasın ancak bunun için ne yapılmalı, nasıl yaşanmalı gibi soruların cevapları yok. Bu sebeple boş bir temenniden öteye geçemiyor. Eğer bir anlamı olacaksa; tüm insanlar mutlu olsun diyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEPREMDE YAŞANAN CAN KAYIPLARININ NEDENİ LAİKLİK’TİR!

ATATÜRK İNSAN MI?

İMAM HATİP LİSESİ MEZUNLARI ATATÜRK’Ü SEVMEZ Mİ?